21 Kasım 2023 Salı

İzler'im'

                                                        Designer: ALÇI, A.
 

Bir öğleden sonra kaybolduğum bir yolda, tam da oradaydım. Gözlerimi, defalarca baktığım ama her seferinde farklı hissettiren o sonsuz maviliğe dikmiştim. Tek gözüm karanlıkta kaybolmuş, diğeri ise fotoğraf makinesinin vizörüne yapışmıştı. Amacım basitti: Tek bir kare yakalamak... Tek bir gözle, tek bir anı ölümsüzleştirmek.

Çevrem canlıydı, renkler ve sesler dans edercesine hareketlenmişti. Ancak ben, sessizce silüetlerin hüznüne kapılmış, onların gizemli dünyasında kaybolmuştum. Parmaklarım, soğukkanlı bir katilin tetiği beklediği gibi, deklanşörde bekliyordu. Doğru anı, doğru açıyı yakalamak için sabırsızlanıyordum. Ve nihayet, beklenen an geldi, parmağım kas hafızasının otomatikleşen sıradan bir hareketiyle yol aldı.

Ortaya bir kare çıktı, ellerimin arasında beliren kare, ilk bakışta estetikten yoksun, biçimsiz bir şehir manzarası tadındaydı. Fakat bana, daha yakından bakınca, hayatımın ne kadar düzensiz ve kaotik ilerlediğini fısıldıyordu. Akan su, ters yönde ilerleyerek, hayatımdaki zorlukların daha yeni başladığının altını çiziyordu.

Fotoğraftaki köprü, sağlam duruşuna rağmen işlevsizdi, tıpkı hayallerimle gerçeklerim arasındaki kopuk bağ gibi. Tekerlekli sandalyedeki kadın, yitip giden gençliğimin, kaçırdığım fırsatların, unutulan anıların sessiz tanığıydı. Ve o yorgun adam, paltosunun yakasını bile kaldırmaktan aciz, boynu bükük bir halde yürüyordu. O, sindirilmiş ve söndürülmüş benliğimin bir tezahürüydü.

Bu siyah beyaz kare, hayatın renklerinin nasıl solup gittiğini, mutlulukların nasıl uçup gittiğini gösteriyordu. Her detay, yaşamın zorlukları, acıları ve kırılgan güzellikleri arasındaki ince çizgiyi çiziyordu. O an, o kare, hayatın hikayesini, tüm duygusal yüküyle birlikte anlatıyordu. Sonsuza kadar o anı, o duyguları, o hikayeyi dondurmuştum. Ve işte orada, tek bir gözle, tüm hayatımı bir fotoğraf karesine sığdırmıştım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Cevap Bile Bir Son Olduğundan

Bir şeylerin sonuna yaklaştıkça, içimde tarifini bilmediğim bir direnç kabarıyor. Bitirmek istemiyorum. Sanki sonlar, birer mezar taşı gibi ...