16 Ocak 2024 Salı

Kendimi mi dinliyorum?

    Her şey, kendimi yeniden dinlemeye başladığımda başladı. Aslında ne yapmak istediğimi bilmiyordum. "Bilmem gerekiyor mu?" sorusuna geldiğimde ise, yolda olmanın keyfini sürmeye karar verdim. Bir yıldan fazla süredir, anlamlandırdığım anılarımın parçalarını buraya yavaşça bırakıyorum.

    Okuduğum kitapların gerçek yaşamlarda olduğunu fark ettiğimde, kimseyle aynı düşüncelere sahip olmadığımı anlamam, yazmaya başlamama sebep oldu. Burayı bazen bir günlük, bazen de ömürlük hatırlamak istediğim şeyleri yazmak için kullanıyorum. Ne kadar değiştiğimi ve ne kadar aynı yerde kaldığımı anlamak için bir ayna gibi bakıyorum. Eskiden fotoğraflara bakıp çok değiştiğimi düşünürdüm. Fakat değişim, bir şeylerin farklılaşması veya standarttan sapması değilmiş. Değişim, sadece durmamakmış. İyi veya kötü olmasının önemi yokmuş; içinde bulunduğun her şey eskiyle aynıysa, güvenli bir yol izliyorsun demekmiş. Ama iyi veya kötü bir sonuca yol açacak şekilde değişiyorsa, en azından cesaretin olduğunu gösterirmiş.

    Güvenli limanlarda mı kalmalı, yoksa bilmediğim okyanuslarda farklı kıtalara mı yol almalıydım? İki sorunun cevabının pek bir önemi yok. İkisinin ortak noktası, hareket ve süreklilik. Biri aynı hareketi sürekli devam ettirirken, diğeri de sürekli yeni hareketler yapıyor. Aslında, ikisi arasında hiçbir fark yok ve sonunda anlıyoruz ki, ne yaparsan yap, yine aynı şeyleri yapıyorsun. Sen sonu seçmesen de, yine bir eylemin sonucunu yaşıyorsun.

                                                Değişen tek şey, takvimdeki rakamlar. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Cevap Bile Bir Son Olduğundan

Bir şeylerin sonuna yaklaştıkça, içimde tarifini bilmediğim bir direnç kabarıyor. Bitirmek istemiyorum. Sanki sonlar, birer mezar taşı gibi ...