16 Mayıs 2024 Perşembe

Saklanamamak

Yazmanın iyileştirdiği bir dönem içerisindeyim. Bir şeylere başlamış olmanın daha lezzetli geldiği, sonun oldukça uzakta olmasının verdiği rahatlığın keyfini sürmekteyim.

Sanırım bu yazdıklarıma kendim bile inanmadığım için bir süre duraksadım. Neden biraz önce oluşturduğum cümlelere kendi içimde bile muhalefet olduğumu an itibariyle çözemiyorum. Belki de çözmek zorunda olmadığım için kaleme almaktan imtina etmiyorum.

Küçük bir içsel münakaşaya benziyor bu durum. Sanırım durumun vehametini daha iyi anlamamış olmam, rahatlık göstermeme sebebiyet veriyor. "Neden?" diye düşündüğümde de net bir cevapla karşılaşamıyorum. Sadece bir şeyler yazmak, sanırım şu an için bir iç düzen sağlıyor. Kaybolmuyor veya kaybolamıyorum bu sayede, diye düşünüyorum. Düşüncelerimi pek sevmesem de şu an için olumsuz bir durum yok.

Sanırım yazma dürtümün temeli, yapmış olduğum yapay zeka araştırmalarına dayanıyor. Hiç kaybolmayacak metinler oluşturma fikri, hiç unutulmayacak bana ait cümleler oluşturma hissi, elimi klavyeden alamamama sebep oluyor. Sanırım dijital kimliğim, benliğimden daha uzun süre var olacak. Bende bu durumu kabullenmiş olmalıyım ki, yazmak an itibariyle daha iştahlı bir şekilde her zerremde yer ediniyor.

Küçük kayboluşlardan sıkıldım. Sanırım artık tüm varoluşlara uzanmak istiyorum.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Cevap Bile Bir Son Olduğundan

Bir şeylerin sonuna yaklaştıkça, içimde tarifini bilmediğim bir direnç kabarıyor. Bitirmek istemiyorum. Sanki sonlar, birer mezar taşı gibi ...