Bir nefes almak, dinlenmek için kendimi bir aralığa çekmiştim; fakat görüyorum ki, bu ara, beklenenden daha uzun bir vazgeçişe dönüşmüş. Nedenini anlamak, kavramak zor geliyor bana. Neden her başlangıcın ardından, yarım kalan yolculuklar biriktiriyorum? İçimde bir ses, sürekli "Bu sefer neden farklı olacaktı ki?" diye fısıldıyor. Her defasında bu sesi yanıltmaya çalışsam da, sonunda hep o sesin haklı çıktığını görüyorum. Acaba yenilgiyi mi seviyorum, emin değilim.
Bilgimin derinliklerine daldıkça, bilmediğim daha çok şey olduğunu fark ediyorum ve bu gerçek beni üzüyor. İçimden gelen bir espriyle bu durumu hafifletmek istiyorum: "Sıkıcan iyidir," derler ya, belki de öyledir. Fakat beni tanımlayan tüm sözler, başkalarının ağzından çıkıyor gibi; sanki ben, ben olmaktan çıkmışım gibi. Bu sözler, bu tanımlamalar canımı acıtıyor ve bu acılar, nedense, iyileşmek bilmiyor. Belki de şifanın anahtarı bende değil. Ve şifayı aramak için gereken gücü kendimde bulamıyorum.
İç dünyamın bu karışık notalarını kelimeler dökmek akorsuz gitar çalmak gibi...
Neyse, iyi geceler...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder