21 Şubat 2024 Çarşamba

Gecenin Güzelliği

Gecenin ihtişamına kendimi kaptırmışken, keyfe keder gülen yüzümü aynadan ayıramadım. Kelimelerin ve kimliklerin sığınak olduğu bir dünyada, mutluluğa ulaşmak için her kapı aralanabilir gibiydi. Sükûnetin cazibesine direnemeyip, konuşmanın verdiği hazzı arzuladım. Ancak, kendi kendime mırıldanmak ya da beni anlayacak biri olmadan konuşmak ne acı, değil mi? "Anlaşılmak istiyorum," diye fısıldadım karanlığa, Oğuz Atay'ın sözleriyle; nefes alırken bile, kısıtlamalar olmaksızın, olduğum gibi kabul edilmeyi umut ederek.

Bu karanlık gece, sıradışı bir huzur sunuyor. Acaba her gece bu kadar mı büyüleyici, yoksa şu anki halimle mi özdeşleşti? Bu düşünce, düşüncelerimin yargısından azade, sadece var olmanın güzelliği içinde yüzdüğüm bu gece için oldukça anlamlı. Anlamın ve anlamsızlığın sınırında, var oluşun tek bir olasılığına tutunuyorum. Belki de, anlamın ağırlığından uzak, bir sayfayı karalamak yeterli; her çizikte bir umut, bir arayış...

Bu gece, dil bilimi üzerine daldığım okumalarla zihnim yeni pencereler açtı. Kendimi ifade etme biçimim, belki de başkalarının dayattığı gerçeklerin bir yansıması. Subjektif algıların peşinde, objektif olmayan bir değer yargısı labirentinde varoluş mücadelesi veriyorum.

                                                                        Var olmaya çalışıyorum, dediğim gibi. Bu sadece bir başlangıç, belki de kendimi, kelimelerin ötesinde, yeniden keşfetmenin yolculuğu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Cevap Bile Bir Son Olduğundan

Bir şeylerin sonuna yaklaştıkça, içimde tarifini bilmediğim bir direnç kabarıyor. Bitirmek istemiyorum. Sanki sonlar, birer mezar taşı gibi ...