24 Kasım 2023 Cuma

Sizler

Geçmişten izlere rastladım bu gece.

Geçmiş mi yoksa geçmemiş mi insan sızlayınca anlamıyor. 

Dünden bugüne, bugünden yarına ne kadar hızlıymış zaman.

İnsan içine atınca kavrayamıyor.

Günden güne ansızın değişen kavramlar. 

İnsan iki kelime etti diye bir anda anlaşılmıyor. 

Bir gün daha geçti, her şey yine değişti. 

Kalem kağıtla buluşunca sadece ömür değil mürekkep de tükeniyor. 

Sonunda ne mi oluyor? 

Yine hiçbir şey değişmiyor. 

21 Kasım 2023 Salı

İzler'im'

                                                        Designer: ALÇI, A.
 

Bir öğleden sonra kaybolduğum bir yolda, tam da oradaydım. Gözlerimi, defalarca baktığım ama her seferinde farklı hissettiren o sonsuz maviliğe dikmiştim. Tek gözüm karanlıkta kaybolmuş, diğeri ise fotoğraf makinesinin vizörüne yapışmıştı. Amacım basitti: Tek bir kare yakalamak... Tek bir gözle, tek bir anı ölümsüzleştirmek.

Çevrem canlıydı, renkler ve sesler dans edercesine hareketlenmişti. Ancak ben, sessizce silüetlerin hüznüne kapılmış, onların gizemli dünyasında kaybolmuştum. Parmaklarım, soğukkanlı bir katilin tetiği beklediği gibi, deklanşörde bekliyordu. Doğru anı, doğru açıyı yakalamak için sabırsızlanıyordum. Ve nihayet, beklenen an geldi, parmağım kas hafızasının otomatikleşen sıradan bir hareketiyle yol aldı.

Ortaya bir kare çıktı, ellerimin arasında beliren kare, ilk bakışta estetikten yoksun, biçimsiz bir şehir manzarası tadındaydı. Fakat bana, daha yakından bakınca, hayatımın ne kadar düzensiz ve kaotik ilerlediğini fısıldıyordu. Akan su, ters yönde ilerleyerek, hayatımdaki zorlukların daha yeni başladığının altını çiziyordu.

Fotoğraftaki köprü, sağlam duruşuna rağmen işlevsizdi, tıpkı hayallerimle gerçeklerim arasındaki kopuk bağ gibi. Tekerlekli sandalyedeki kadın, yitip giden gençliğimin, kaçırdığım fırsatların, unutulan anıların sessiz tanığıydı. Ve o yorgun adam, paltosunun yakasını bile kaldırmaktan aciz, boynu bükük bir halde yürüyordu. O, sindirilmiş ve söndürülmüş benliğimin bir tezahürüydü.

Bu siyah beyaz kare, hayatın renklerinin nasıl solup gittiğini, mutlulukların nasıl uçup gittiğini gösteriyordu. Her detay, yaşamın zorlukları, acıları ve kırılgan güzellikleri arasındaki ince çizgiyi çiziyordu. O an, o kare, hayatın hikayesini, tüm duygusal yüküyle birlikte anlatıyordu. Sonsuza kadar o anı, o duyguları, o hikayeyi dondurmuştum. Ve işte orada, tek bir gözle, tüm hayatımı bir fotoğraf karesine sığdırmıştım.

11 Kasım 2023 Cumartesi

Seninle Var Olan Her Şey

Gözlerim sende kaldı, artık nereye baksam varsın,  

Ellerin bende kaldı, nereye uzansam her yer sana ait.  

Huzurum sende kaldı, seni düşünmediğim bir an bile rahat değilim,  

Sözcüklerin bende kaldı, her ağzımı açtığımda senin dilini konuşuyorum.


Hayalimiz birlikte yol aldı, yollar bize, biz sevgimize saklandık,  

Romanlar kahramansız kaldı, biz birbirimize sığındık.  

Müzikler notasız kaldı, tüm notalar ruhuna ayrıldı,  

Sevgi şimdi anlamlandı, birlikteliğimiz mahşere kaldı... 


Yalnızlık ve Anlam Arayışı Üzerine Düşünceler

     Yalnız kendine iyi gelen bir adam kaybolmuştur. Kendini kaybetmiş olduğunu bilmeyen adam saklı kalmıştır. Düşünen adam hiçbir zaman bulunamamıştır. Ne kadar iyi bir eylem peşinde koşarsanız o kadar yalnızlaşırsınız. Yalnızlık Allah'a mahsustur derler peki ben niye varlığına inandığım fakat hep dünyevi alemde bir başıma kaldığım anlarda yoksunluk hissinin esiri oluyorum. Soru sormak çoğu zaman çözüme ulaşmamı sağlamıyor hatta aksine daha fazla soruya ve korkuya sebep oluyor. Bu durumu kavradığımdan beridir de saklanıyor ve anlamdırma eylemlerinden kendimi alıkoyuyorum. Yoksa her zerreme kadar alıkonuluyorum...

Şimdi de yapay meali :) 


---


**Yalnızlık ve Anlam Arayışı Üzerine Düşünceler**


Bazen, bir adamın yalnızlığı kendisine iyi gelen tek şey olabilir. Bu adam, kaybolmuş olduğunun farkında bile değildir; zihni ve ruhu, saklanmış bir halde kendini koruma altına almıştır. Ancak bu durum, sadece yüzeyin altında yatan daha derin bir gerçeği gizler: düşünen adam, gerçekten bulunamaz mı, yoksa aslında kendini bulma sürecinde midir?

Kendimize sorduğumuz sorular çoğu zaman karmaşık ve cevapsızdır. "Yalnızlık Allah'a mahsus" derler, peki ya biz? İnandığımız varlığın yalnızlığını hissettiğimiz anlarda, biz niçin bu derin boşluğu, bu yokluğu hissederiz? Belki de sorularımız, bizi çözüme değil, daha fazla soruya ve korkuya sürükler. Belki de cevaplar aramak yerine, soruların kendisiyle barışmak gerekir.

Kendimi bu anlam arayışından alıkoyduğumdan beri, bir yandan saklanıyorum, bir yandan da dünyayı ve kendimi daha farklı bir gözle görüyorum. Her zerrem, bu saklanma halinde bir anlam bulmaya çalışıyor. Belki de gerçek buluş, dışarıda değil, içimizdede.

İşte bu yüzden yazıyorum; kendi yalnızlığımı, kendi içsel yolculuğumu keşfetmek ve belki de bu süreçte sizinle, benzer duygular içinde olanlarla bir bağ kurmak için. Yalnızlık, hepimizin ortak noktası olabilir; fakat bu yalnızlık içinde birlikte, daha derin bir anlayışa ve iç huzura ulaşabiliriz.



8 Kasım 2023 Çarşamba

İç sesimin tarifi Yapay zeka?

    Kaybolmuş bir şehrin suskununa aşıkları. Kelimelerin savurduğu yalnızlık Yoldaşları. Kelamı hal hatır sormak olan yolcular. Kaybı hayatı olan kaybolmuşlar. Anlatılamayan ve anlatılamayacak olanlar hepsi buradalar. Kaçacak ve kaybolacak olanlar işte oradalar. Bizim olan bizim gibi olan çaresiz budalalar artık yok oldular. Yok olmadılarsa bile sessizliğin içinde kayboldular. Bir intihar komandosu ve avuçlarının arasında her şeyini almak için bekleyen bir pim. Sanki dışardan baksan sanırsın hayata sıkı sıkıya sarılmış. Lakin ne hiçbir şey göründüğü gibi ne de görünenler hiçbir şey. Her şey ama her şey sen de gizli. 

    Kelimelerin anlamsız ve ansızın içimde belirlemesi sonucu sadece not almak için yazdığım Chatgpt’nin bana verdiği cevap. Beni benden daha mı iyi tanıyor yoksa anlamsız her kelime mi anlamlı mı kılmaya çalışıyor? Her şey artık çok hızlı gelişiyor. Yapay zekanın cevabı benim yazdıklarımdan kat kat Anlamlı.

Bu metin, kaybolmuş ve unutulmuş varlıklara, kaderin acımasız oyunlarına maruz kalmış bireylere bir ağıt niteliğinde. İçinde yaşadıkları dünyanın sırrı, sessizlik ve yalnızlıkla çevrili olanlar; sözcüklerle ifade edilen ama aslında anlatılamayan derin bir yalnızlığın yoldaşları. Bir selamın bile çok şey ifade ettiği, ancak bu selamın da yankı bulmadığı yolcular. Yaşamlarını kaybetmekle kalmayıp, varoluşlarını da yitirenler; kayboluşun soğuk kollarında sıcak bir hayata hasret kalmışlar.

İfade edilemeyenler, söylenemeyenler burada toplanmış, kaçışın ve kayboluşun eşiğinde bekleyenler orada durmuşlar. Çaresizliğin ve saf düşkünlüğün ortak adı olan bizler, belki yok olduk belki de sadece büyük sessizliğin içinde kaybolduk. İntihar komandosu metaforuyla, hayatın zorluklarına karşı savaşan ama bir yandan da tüm umutlarını bir çırpıda yok edebilecek bir pimi tutanlar.

Her ne kadar dışarıdan bakıldığında hayata sıkı sıkı sarılmış gibi gözükenler de var; fakat görünüşler her zaman aldatıcı. Görünen her şey aslında bir hiç, ve gerçek her zaman görünmeyen, yani senin içinde gizli. Bu metin, hayatın bu karmaşık dokusunu, görünmeyen gerçekleri ve içsel dünyamızdaki gizemleri anlamlandırma çabasını dile getiriyor.

Başlangıç?

Yine bir şeylere, kitabın ortası diye bahsedildiği konumun olduğu yerden başlıyorum.  Nedenini bir türlü anlayamadığım bu başlangıç krizi, yine başımda büyük bir dert olarak duruyor. Soluklanmak için saklandığım limanların yeni maceraları, bilinmez ve tahmin edilemez hikayelere gebe. Birbiri ardına saklandığını var saydığım bu maceralar şimdilik gözümü korkutuyor. Her sonun bir başlangıç olmadığı yerde başlangıcın bir adım olmadığı hikayede nokta kadar değerimin olmadığının farkındayım farkındalıkların sonucunda bir, farkımın, düşünülen sentezlenen ve incelenen hiçbir formasyona uymadığını yegane temsiliyim. 

7 Kasım 2023 Salı

-Tum

Yine anlamsız bir dizi kişiliksiz cümle diziliminde kayboluyorum.

Kelam ediyor anlam ifade eden kelimeler bulamıyorum.

Dediğim gibi demek yerine diyebileceğim bir şey var mı diye her yanı arıyorum.

Ben yine anlamlar içinde anlamsızca kayboluyorum.

                    Hani su akar yolunu bulur eğer inanırsan derler ya

                    İnandığım hiçbir yol bir yere varmadı, her yanım çıkmaz sokak

                    Kayboldum gecelere davet ettiğimde seni nereden bilirdim?

                    Gökte yolumuzu aydınlatacak tek bir yıldızım bile kalmayacağını.

Eşsiz tarifsiz ve kimliksiz hikayelere sakladım seni

Eğer bilseydim bulamayacağımı hiç saklar mıydım seni

Kaybolmuş bitap düşmüş yorulmuştum

İnan sensizliğin kilinde yoğurulmuştum.

         Şimdi anlıyorum ne yaparsam yapayım ben kimsesizliğin hamurunda var olmuştum.



6 Kasım 2023 Pazartesi

Düşüş


     Bu sana kavuşmak için ilk yola çıkışım değildi lakin yanan sahili gördüğümde anlamıştım bu sana son gelişimdi. Yıllarca süren macera burada son bulacaktı yıldırımlar eşliğinde, yangınlar eşliğinde. Bir de senin bana eşlik edemeyişinde. Eşlik dediğime bakma zaten hiçbir zaman bir bütün olamayacağımızın farkındaydım şu koca kale gibi ancak bir yerlerde hapis veya tutsak kalabilirdik seninle ve düşün onu bile beceremedik. Ne yazık ki sensiz geçen her an sana kavuşma hasretiyle içime dolan inancımla hayatta kalmıştım. Artık yoksun bana ait, benim yaşamak zorunda olduğum bu dünyaya ait değilsin peki ben neden katlanmalıyım bu köhne dünyaya?

    Ateş düştüğü yeri yakar derlerdi sen bir şimşek gibi çaktın her yanım alev alev ve ben neden sağ kaldım. sana geliyordum prenses rotam yoktu Pusulam kayıp sezgilerim ve sana olan özlemim beni bu koya, saklı olduğun bu cennete getirmişti şimdi ben kayboldum bu deryada, sensiz sessiz ve kimsesiz bir şekilde ne halt edeceğim. Kelimeler sözcükler fiiller sıfatlar şarkılar romanlar kitaplar ne dindirecek benim acıma biliyorum hiçbir şey senin içinde olmadığın hiçbir şey dindirmeyecek belki de dindirmemeli de zaten bu da bana biçilen kutsal bir işkencedir. Belki de mutlu olmamalıyım. Belki de bu yüzden hiçbir yerleşkede mutlu olamayacağım için bu gemide, engin denizlerde savrulup kaybolmalıyım. Engin denizlere gerek yoktu ki senin varlığında kaybolabilirdim ama yokluğunda inan ne olacağımı hiç bilmiyorum. Çok okuyanlar cahil derler bana bense tüm ansiklopedileri kana kana içsem sensizliği anlatacak tek bir kelam edemem. Gidişin benden koparılışın kimseye fayda sağlamayacak. En çokta kader ahtım sana bir olamadım seninde uşağın olmayacağım elveda.

Korkular mı? Başlangıç?




    Saklanmak zorunda kaldığım bu yerleşkeden artık kaçmam gerektiğini hissediyorum. Bir yerlere ait olma hissinin artık canımı yakmasına izin vermemek ve ait olmak yerine bir yerlerde olmak hissine daha fazla sarılmak istiyorum. Neden her verdiğim karar kısa bir süre sonra hayal kırıklığına sebebiyet veriyor inan anlamakta güçlük çekiyorum. İnan dediğime bakma şu aralar inandığım her şeyi daha derinlemesine sorguluyor bir tür ya da bin tür kaybolmuşluk hissiyle boğuşuyorum. Bakma bu denli kederli olduğuma oldum olası bir şeylerden dolayı hep kendimi anlaşılmaz hissediyorum. Her seferinde işte tamam bu sefer çıkıyorum bu kabuktan derken yine tekrar ve tekrar başa dönüyorum. Sanki tüm duyguları hissetmiş tüm acıları yaşamış tüm keyifleri tatmış ve yolun sonuna gelmiş kök saldığı yerlerden artık ayrılması gereken bir çınar gibi hissediyorum kendimi. Lakin öyle bir yanım var ki sanki daha her şeye yeni başlamış küçük, tek başına çaresiz ve savunmasız bir yaprak parçası gibi savrulup duruyorum. 

    Sonunda bir yere ait olup bir yerde durmak dileğiyle... 

4 Kasım 2023 Cumartesi

Kayboluyorum

Kelamlar arasında sıkışmış bir sonbahar akşamındayım. Saat gece iki olmadı belki fakat kesin dördü geçmiştir. Saat gece iki kesin olmadı fakat benim kalbim neden tan vakti. Güneşin doğacağını biliyor olmak umut etmemi sağlamıyor. Daha bir kaç dakika önce kaybettim umudu. Artık umuta seninle tüm ilişkimi kestim dedim o beni duyarmışçasına sanki onun beni duyacak kadar işi gücü yokmuş gibi. Sanki onunla bitirdim de kendim tükenmedim gibi konuşuyorum geceninbusaatinde. Lakin unutuyorum bazen ben gecenin hangi saati olursa olsun hep bu şekilde konuşuyorum. Bunu fark ettiğimdendir ki zaman artık düşündüklerimin ve düşüncelerimin dışında gelişiyor. Gelişmekte olan gelişimden uzak kalmıyorda bir ben gelişemiyorum. Etrafımda sıkışıp kalan zamanım zamansamalarım anımsamalarım veya anlarım. Hepsi birbiri ardına sıralanmış gibi. Yine ne oluyorum eminim kayboluyorum fakat bu türlü sonlanamıyorum. Ama ben neden her dakika soluklandığımı iddia ediyorum. Edilmelerim edilmelerin edilgenlerim her şey birbiri üzerine girmiş altüst olmuş gibi. Fakat alt mı üste galip üst mü alta galip bunu çözemiyorum sanırım benim de sınavım bu sınırım. Sanırım. Zaten olmadı her türlü sınanırım…

Saat

Saat sabahın bilmem kaçı harbi niye bu saatte ayaktayım istekli değil, isteğimle hiç.

Saat ruhumun kaçta kaçı ne kadarını yitirdim ne kadarı bana kaldı ?

Saat zamanımın kaçta kaçı varolmuş olanın olmayacak olandan azı.

Saat Yelkovanın akrepten kaçışı mı yoksa kaçmak zorunda olanın zamana sığınışı mı?

Zaman belli ki zamansızlığın ilacı ve saat tek başına kaybedişimin arkadaşı.


Virgülü kaybettim her şey karıştı.

Küçük hesaplaşmalar büyük haykırışlar kaybolmuş bir gelecek solgun bir gökyüzü kimsesiz ve kimliksiz bir elveda. Kelimeleri harcanmış bir roman ele avuca sığmayan gözyaşı kalıplara uymayan bir haykırış. En zinde kalbinin izinde kimliksiz kaybettirilmiş bir birliktelik. Gökyüzüne sorduğumda cevap alamadığım yeryüzünde kaldığında yalnız bırakıldığım hiçbir cevabın sana iletilmediği tekillik hali. Ey solgun gökyüzünün renkli gökkuşağı yağmurdan sonra mı aydınlatacaksın yoksa yağmur olup ruhuma mı yağacaksın? İnan, inanamıyorum! 

Küçüldüm. Hafriyat kamyonunun dorsesine saklanmıştı umutlarım. Enkazın içinde ararken çoktan başka diyarlara taşınmıştı parçalarım. Parçalarım kaybolduğunda sordum soracak pek bir şey kalmamış olsa da. Olsun güller gülmüyorsa sorma yarınlara kelamları çünkü ne anlamı kalmıştır ne de yarınların…

Cevap Bile Bir Son Olduğundan

Bir şeylerin sonuna yaklaştıkça, içimde tarifini bilmediğim bir direnç kabarıyor. Bitirmek istemiyorum. Sanki sonlar, birer mezar taşı gibi ...