Bir sürükleniş hikayesi gibi görünüyor uzaktan bakıldığında. Yılların pek adil davranmadığını söylemek yer yer doğru olsa da doğru bir tanımlama olmaz şu yalan dünyada. Geçen günler birbiri ardına sıralanmış zincir halkaları gibi hepsi diğeri olmadan anlamı olmayan bir günce hapishanesi.
Sevdiklerimle geçen yıllar eşsiz bir lezzete sahip, geçmişe dönüp her baktığım anıda ailemin varlığına şükrettiğim zamanlar mevcut. Her zorlukta sığınacak tek ve en güzel liman.
Bu gün ve bundan sonraki günler için kendime sözüm "Karamsarlığın son bulduğu bir hayatın başlangıcına hoş geldin" olacak. Artık bazı olguların biraz daha farkındayım debelenmek veya hayıflanmak sadece zaman kaybı ve ben artık kaybolmayacağım. Başlangıç için en doğru yaşı seçtiğimi düşünüyorum. Ne eskisi kadar hayalperest ne de eskisi kadar körüm, ne eskisi kadar umursamaz ne de eskisi kadar umutsuzum, ne eskisi kadar korkak ne de eskisi kadar huzursuzum. Artık savaşını kazanmamış olsa da hayata yenilmemiş bir gazisiyim. Artık sınırlarını ve kendini daha iyi tanıyan basit bir kulum. Artık diyorum kaybettiğim ve kaybedebileceğim tüm savaşlardan sadece tecrübe kazanacak amansız bir haydutum.
Artık 30'umdan arda kalan her şeye sımsıkı sarılan bir olguyum. Artık değilim!
Bu güne gelene kadar hiçbir zaman eksik değildim sadece uzaktım. Artık uzaklıklardan da kurtuldum. Ve artık sadece mutlu olma günleri kaldı bana. Yaşamayı, sevmeyi ve sevilmeyi hiç unutma.
Başlıyoruz dostum...
Kelimeler saklar, kendimden geçerdim.
Elimde kalan yıllar, gözlerimde yorgunluk,
Her sabah aynı aynaya, aynı bakış.
Bulmak için kendimi çok didindim,
Aramaktan, kaybetmekten geri kalmadım.
Savruldum rüzgarla, soyuldum derinden,
Ama yıkılmadım, pes etmedim.
Yıllar şimdi umutla doluyor,
Sevgiyle yeniden yeşeriyor her köşe.
Otuz yıl bekledim bu anı görmek için,
Şimdi her şey aile ile yeniden, yeniden.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder